13 Ocak 2013 Pazar

Film - The Amazing Spiderman (2012)

Eveet. Yaklaşık yarım saat önce izledim bu filmi. Çizgi roman uyarlamalarına bayıldığımı ve süper güç olayına hasta olduğumu hesaba katarsak, izlemekte bayağı geç kaldım aslında. Bunun birkaç sebebi var.
- Tobey MaguireSpiderman olarak seviyordum ben. Neden yeni bir seriye başlamaları gerektiğini bilmiyorum. Az çok okudum bir şeyler ama hala tam bilmiyorum.
- Andrew Garfield'ı nedensizce sevmiyordum. Adını The Social Network'ten duymuştum, o filmi sevmiyordum -ki hala sevmem, izlemedim, ama sevmem-, haliyle o filmle gündeme gelen bu çocuğu da sevmemiştim. Sebepsizce antipati duymak gibi huyum vardır anladığınız gibi, ama atlatabiliyorum en azından.
- İlk seride Kirsten DunstMary Jane olarak hiç benimsemesem de, esas kızın Gwen Stacy olmasını daha da yadırgadım. Hele Emma Stone'un bunun için o güzel kızıl saçlarını sarıya boyatması fikri çok iticiydi. (Ama ironiyi hissettiniz mi, normalde sarışın olan Kirsten'ın kızıl olması, normalde kızıl olan Emma'nın sarışın olması? Sadece ben mi? Peki.)

Kısacası filme ön yargılı davranmak için bir sürü eften püften sebebim vardı ve izlemedim, birkaç saat öncesine kadar. Ve diyebilirim ki, ayıp etmişim.

Emma Stone'a hayranım zaten ve bu filmde de yine çok güzel, çok başarılı. Kendisinin filmografisini takipteyim.

Andrew Garfield'a ön yargımı kırmamsa Never Let Me Go ile oldu, bu filmde de beğendim, sırada The Social Network var. Çok sempatik görünüyor adam, fakat 83lü olmasına dumur olduğumu inkar edemem. Daha genç duruyor.

Sonunda filme gelirsem, aslında 7,5/10 ama Emma Stone için 8/10. Film uzun ama sıkılmadan izlettiriyor kendini. 
-Oyunculuklar gayet başarılıydı, Andrew Garfield özellikle baya iyi iş çıkarmış. Tobey'den daha iyi bir Peter Parker olduğu kesin.
-"With great power, comes great responsibility (Büyük güç, büyük sorumlulukla gelir)" lafını bırakmalarına çok sevindim, bıkmıştım çünkü artık aynı şeyi duymaktan. Bu filmde de "responsibility (sorumluluk)" tekrar ediliyor, ama eskisi kadar çok değil. 
-Dövüş sahnelerini benzerlerine nazaran daha gerçekçi buldum, biri dövüşürken öbürü bön bön bakmıyor etrafa, iki taraf da var gücüyle çabalıyor gibi geldi.
-Gwen hem bu kadar bilmiş hem de bu kadar sempatik nasıl olabilmiş, bilemiyorum.
-May halayı oynayan kadın yakışmamış, bir sırıtıyor kadın rolde. Kadına yeteneksiz demiyorum, bu role uymamış bence diyorum. Brothers&Sisters'da böyle bir sorun yaşamamıştık kendisiyle. Ayrıca Peter'ın o kadar şaftı kaymış hallerine dair o kadar tepkisiz kalması hiç gerçekçi değildi. Çantasından yumurta çıkardı diye bıraktı mevzuyu. Benim annem olacak var ya...
-Spiderman'in yakaladığı adamlarla dalga geçmesi çok yerindeydi. O otopark sahnesi gerçekten filmin en eğlenceli yerlerinden biriydi.
-Amcasını öldüren adam noldu, açıklamadılar onu. Kolunda yıldız falan aradı hep filmin ilk 80-85 (küsürat mı verseydim acaba) dakikası falan, sonra birden boşverildi o konu. Bir sonraki filmde artık.
-Sonlara doğru abartılar ve gereksiz dramlar filmi ele geçirdi, sonlara doğru bozdu film, çok bozdu önünü alamadık hatta. Yok tüm o inşaat çalışanları sıraya geçti, Spiderman yaralı haliyle, topallaya topallaya yetişmeye çalışıyor falan. O yaralara ne oluyor hiç bilmiyoruz zaten, adam bacağından vuruldu ama üzerine bir ağ atması yeterli oluyor, kurşun vücut içinde çözülüyor herhalde. Ya da vurulmadı, sıyırdı da ben yanlış anladım?
-En başta, o örümceğin tüm gün içinde dolaşıp, sadece ensesinden ısırması çok saçmaydı. Hatta Oscorpe'ta o Peter'ın örümcekleri saldığı yerde, orası neydi hiç anlamadım mesela. Tamam babası uğraşmış zamanında da, o kadar örümcek (ki bir kısmını Peter saldı gitti orada, biri içine girdi de, diğerlerine noldu?), o kadar ağ, ne yapıyorlar demezler mi adama?
-Baş kötünün Dr. Connors olmasına üzüldüm açıkçası, ama sonrak filmlere dair büyük umutlarım var. 

Bir iki şeyde de "Oha, abart" deyip kınamıştım ama hatırlamadım şimdi. Sevdiği kızdan onu korumak için ayrılması klişesi de gereksiz ama hikaye gereği mecburiydi zannediyorum.

Bir de Flash adını duyunca bir tek ben mi Wally West bekledim, hm? Sonra onun DC, bunun da Marvel olduğunu hatırlayınca hayal kırıklığı yaşadım resmen, o 5-10 saniye ne kadar heyecanlanmıştım. Neyse.

Son olarak, Emma Stone'la Andrew Garfield'ın gerçek hayatta da beraber olmalarına bayıldım (hala beraberler mi bilmiyorum aslında), çok sevimli bir çift olmuşlar.

Evet. Bu filmde böyle işte. İyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder