14 Ocak 2013 Pazartesi

Dizi - House of Anubis (2011)

Merhabalar.

Önceki gün, IMDB'de oyalanırken denk geldim bu diziye. House of Anubis. Bu ara hep "A Song of Ice and Fire" serisini okuduğumdan, bu "house" olaylarına pek yakın hissediyorum kendimi. IMDB'de puanı 7/10, gençlik dizisi, biraz da fantastik bir şeye benziyor, dedim tam benlik.

watchseries.eu tadilata girdiğinden beri, hayatımın dizi kısmı büyük darbe almış olsa da, google'ın yardımıyla izleyecek bir yer buldum sonunda. IMDB'de 126 bölüm görünmesi gözünüzü korkutmasın, ben ilk gördüğümde dehşete düşmüştüm açıkçası, "Bu ne be böyle Türk dizisinden hallice" demiştim. 2 sezon 126 bölüm şimdi, insaf. Ama işin esprisi, bölümlerin 15 dakikalık olması. Hatta jenerik, reklam, zart zurtu çıkarınca 12 dakikalık -bazen 10 dakikalık- bir yayın kalıyor.

Sonuç olarak, ilk birkaç bölümü izledim. Dizi, Amerikalı bir genç kızımızın (Nina), bir ingiliz yatılı okuluna transferiyle başlıyor ve dizi bu yatılı okulda geçiyor. Bu kız hariç, tüm oyuncular İngiliz, benim gibi aksan delisi bir insan için harika bir şey bu. Nina'ya yurt olarak bu House of Anubis veriliyor. Ama Nina'nın buraya yerleştiği günün sabahı, aynı yurttan bir kız (Joy) apar topar okuldan alınıyor ve kızın varlığına dair her şey yok ediliyor (Dahil olduğu fotoğraflardan falan siliniyor). Joy'un bu ani yok oluşundan kıllanan en yakın arkadaşı Patricia, yetkilileri (okul müdürü, yurt görevlisi falan) sıkıştırmaya başlıyor ve olayın Nina'yla alakalı olduğunu düşünüp Nina'ya hayatı zehir etmeye başlıyor. Bu Anubis evinde kalan diğer insanlardan (Mara, Amber, Jerome, Mick, Alfie, Fabian) sadece Fabian insan gibi davranıyor Nina'ya ve ileride bu ikisinin arasında bir şeyler olacağı çok net işaret ediliyor. Nina zamanla herkesle iyi geçinmeye başlıyor gerçi. Hikaye ise Patricia'nın Joy'un kayboluşunu araştırması ve Nina'nın Anubis evinin tarihine dair sıradışı bir şeyler keşfetmesi etrafında ilerliyor. Diğer karakterler daha çok eften püften şeylerle varlar, dizinin "gençlik dizisi" kotasını doldurmakla yükümlüler sanırım.

Oyuncular -hepsine bakmadım gerçi- genel olarak 92li. Çok bebek duruyorlar o sebeple. Ayrıca en önemli noktayı söylemeyi unuttum, bu bir Nickelodeon dizisi, bu da her şeyin acayip basitleştirilip çocuklaştırılması demek. Yani gerçekten potansiyeli olan bir konu, fazlasıyla yüzeysel olarak işleniyor. Gerçi eleştirmem hata, sonuçta adamlar bunu benim yaşımdakiler için hazırlamadılar ama neyse işte izlemiş bulundum, beğendim anlatıyorum. Olaylar falan gereksiz uzatılıyor, "Hmm Victor anahtarı masaya koyarak ne yapmak istedi acaba?" gibi saçma cliffhangerlar veriyorlar. Aksanlar da bazen zorlama gelebiliyor. Ama oyuncular genel olarak pek sempatikler, konu da ilginç geldiği için izledim ben. 15 dakika olması da ayrı güzel tabii. Sonunu merak ettim aslında.

Nina gerçek olamayacak kadar saf ve temiz kalpli, Fabian da isim olarak talihsiz olmasının yanında, ara ara gay gibi görünse de, dizinin Jerome'la birlikte en sevilesi karakteri. Açın bakın çok boş vaktiniz olursa. Buyrun afişi:





O gözü gören herkesin aklından "illuminati" esprileri geçiyordur eminim.

Ve kim kimdir için:




İyi seyirler.

1 yorum: